1882 yılında İstanbul'da doğdu. Babası
İsmail Fazıl Paşa'nın gönülsüzlüğüne rağmen, girdiği Harp Okulu'nda Mustafa Kemal ile aynı sınıfa düşmesi bir bakıma gelecekteki kaderini çizmiş oldu.
Cebesoy'un Beyrut'ta başlayan kıta hizmetleri, 1908'deki Roma Askeri Ateşeliği dışında, çok hareketli geçti.
Trablus'ta savaş başlar başlamaz (1911)
oraya ilk gidenler arasındaydı. Balkan Savaşı sırasında Karadağ'da,
Yanya Kalesinde, Pista ve Pisani muharebelerinde, 1. Dünya Savaşının
başında tümen komutanı olarak katıldığı Kanal Hareketinde, büyük
başarılar gösterdi. İstanbul Hükümeti'nin İçişleri Bakanı, Mustafa
Kemal'in görevsizliğini bir genelgeyle açıklayınca Ali Fuat Paşa'da
kendi bölgesindeki valilere ve mutasarrıflara kendisinden gelecek
emirlere göre hareket edilmesini bildirdi (1919). Ayrıca, her tarafta
Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyetlerinin kurulacağını ilgililere
hatırlattı. Bu çabaları takdirle karşılandığı için, Sivas Kongresi
sonrasında Cebesoy, Umum Kuvayı Milliye komutanı olarak görevlendirildi.
Kendisini çekemeyenlerce Çerkez Ethem
taraftarlığıyla suçlandı. Doğru olmadığı sonradan belgelerle ortaya
konan bu suçlama üzerine, ayaklanmaların bastırılmasından sonra,
Ankara'ya çağrılarak Moskova Büyükelçiliğine atandı. Mustafa Kemal'in
talimatını yerine getirmekle yükümlü olduğu bu zor görevi başarıyla
yürüttü ve 10 Mayıs 1921'de Ankara'ya dönerek Mecliste siyasi
çalışmalarına başladı. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti başkanlığını yaptı.
1925'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurucuları arasında yer
aldı. Ertesi yıl (1926) İzmir Suikasti dolayısıyla Ali Fuat Paşa da
tutuklandı, yargılandı ve beraat etti.
Cebesoy'un ikinci dönem siyasi hayatı
İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı yıllarında başladı. Milletvekili olarak
tekrar Meclise girdikten sonra Bayındırlık Bakanlığı (1939-1943) ve bir
ara TBMM Başkanlığı da (1947-1950) yaptı. 1968 yılında öldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder